Yüzler temelde aynı gibi görünseler de sonsuz bir çeşitlilik gösterirler. Yüz denilen sınırlı sahnede sergilenen duygu ve anlam çeşitliliği inanılmaz derecede zengindir. Yüz belki de insanın en insanca bölgesidir; hatta kutsallık duygusunun doğduğu yerdir. İnsan varoluşu anlamına yüzde kavuşur. İnsanın yüzü bir yönüyle kişisel ve biriciktir; her birey en alçakgönüllüsü bile yüzünü kendisine özel olarak işaret eden adı gibi farklılığının en yüce işareti olarak görür. Fakat diğer bir yönüyle de toplumsal ve kültüreldir yüz. Bu nedenle olsa gerek yüz ortak yönelimler ile her oyuncunun sergilediği kişisel tavır arasında bir uzlaşma sunar dünyaya. Mimikleri ve duyguları görüntüsünün sahnelenişiyle (saç biçimi makyaj vb.) yüzümüz bir şeyler çıkardığımız toplumsal bir simge alanına bağlıdır.
David Le Breton bu çalışmasında yüzle ilişkilendirilen anlamları değerleri simgeleri imajları geniş bir kültürel çerçeve içinde ortaya koymaya çalışıyor; yüzün maskelediği kadar açığa vurduğunu da bilerek.