Bilimin insan deneyiminin bir parçası olduğu rahatlıkla söylenebilir. Özünde evreni algılama yeteneğine dayanan bilimsel düşünme başlangıçta günlük yaşam ihtiyaçlarına yönelik basit işlemlerde kendini göstermiştir.
Yaşadığımız yüzyılda temel fen bilimleri ve bunlara dayalı olarak gelişen teknoloji dünyamızın çehresini hızla değiştirmiştir. Bu değişme ve gelişme insan yaşamının sadece maddi öğelerini değiştirmekle kalmamış daha çok onun düşünce sistemini ve kültürel hayatını etkilemiş yeni nesillerin bu değişimlere uyum sağlayabilecek ve katkıda bulunabilecek biçimde yetiştirilmesi için bütün eğitim programlarının yeniden ele alınmasını ve bugünün değişen koşullarını geleceğin ihtiyaçlarını dikkate alarak geliştirilmesini gerekli kılmıştır.
Gelişen bir dünya içinde toplum içinde doğup büyüyen fen ve teknoloji dünyasına ilgisi ölünceye kadar süren insanlar için okulda verilen fen eğitimi yaşam boyu süren fen ve teknoloji eğitiminin önemli bir kesimini oluşturur.