İnsanın kendine dair zindanları vardır bunlar; "ön yargı ân'ı ıskalamak üretmeden tüketmek ve eldeki doneler ölçütünde her insanın yaşamdan alacağının olduğu gerçeğinin unutturulması" dır.
Önyargıyı yıkmaya çalışmak parmakla kayalıkları oymak kadar zordur. Maalesef vitrin insan modellemesi fıtrat insan modelini karşı bu silahı kullanır! Aralarındaki fark herhangi bir çift ve tek sayının kendini sıfırla çarpmasına benzer. Sıfırla kendini çarpan sıfırla özdeşleşir malum! Bilirsin ki sıfır yutan elemandır!..
Ân görecelidir doğru! Lakin ân'ın insanoğlunun yamuk bakışları nedeniyle en büyük kelime ve kavram kargaşasına maruz kaldığı da doğrudur! Ân ya geçmişten taşıdığımız "ama..!" ve "eyvah!" kelimeleriyle şimdiki zamanımızı katlettiğimiz bir değersizliğe dönüştürülmüş; ya da "İleride... Bir zaman olacak ki..!" ifadeleriyle de şimdiki zamanda yaşamamız gerekenleri ne olacağı belli olmayan gelecekteki belirsizlikte yok ettiğimiz bir netsizliğe dönüştürülmüştür!.. Unutulmaması gereken şudur Elif bana göre "ân" virgüllerden oluşur ve şimdiki zamanla muhatabının hemhâl olmasıdır. Şimdi yani "ân" ı da; ne geçmişin noktasında ne de geleceğin soru işaretinde ıskalamak ân'lamsızlaşmak demektir!..