"Vahdet" ile "Tevhid" yakından ilintili. Vahdeti sağlayamayan müslümanların Tevhid davasını sürdürmeleri mümkün olmaz. Nitekim bugün Tevhid davası hayata egemen değilse bunun en önemli sebebi vahdetin olmamasıdır.
Nasıl ki müslümanların "ana dava"sı Tevhid ise "Tevhid davası" nı yürütebilmek için gereken "ana hal" vahdettir.
Nasıl ki Tevhid için şirkten kaçmak lazımsa vahdet için de tefrikadan kaçmak lazımdır. Şirk içinde olanın Tevhid davasını sürdürdüğü iddiası nasıl gerçek dışıysa tefrika içindeki Müslümanların Tevhid davasını gerçekleştirecekleri iddiları da gerçek dışıdır.
Nasıl ki en büyük itikadi sapkınlık şirk ise en büyük sosyolojik sapkınlık tefrikadır.
Yine nasıl ki Tevhid "birlemek" manasına geliyor vahdet de "birleşmek" manasına geliyor. "Allah'ı birleme"den Tevhid iddiası yalan olduğu gibi "tefrika"yı "vahdet"e döndürmeden de "Tevhid davasının eri" olma iddiası yalandır.
"Şirk"ten kurtulmada "Tevhid"in önemi neyse "tefrika"dan kurtulmada "vahdet"in önemi odur. Nasıl ki imanı kurtarmak için önce tüm ilahları reddedip ilah olarak Allah'ı birlemek zorundaysak özgürce varoluşumuzu her türlü küfri tasalluttan kurtarmak için de fert fert grup grup ayrışan müslümanları birleştirmek "Ümmet'in vahdeti"ni sağlamak zorundayız.