Bireyin anlam arayışının hız kesmeden devam edişi beraberinde yeni arayışlar getirmekte. Karşılaştığı maddî ve manevî krizler bireyi yeni olgulara yönlendirmekte ve yeni tecrübeler yaşatmakta. Özellikle Batı'da bu arayış "Yeni Dinî Hareketler" olarak ifadesini bulmakta.
Yeni Dini Hareket (YDH) mensubiyeti modern dünyada hakikati yaşamak adına zamanı geri almaya dair bir arzuyu yansıtmakta. Aynı zamanda kadim olan hakikati modern zamana taşıyarak onu çağdaş ve sükeler bir düzlemde eyleme/yaşama taşıma isteğini ifade etmekte. Bu durum 'din'e yeninin ve modern bir sosyal yapı olan hareketin katılması; 'yeni' yani 'seküler' olana da dinin taşınması ile gerçekleşmekte. Bunun için de pek çok Yeni Dini Hareket hem moderniteye uyum unsurlarını hem de ona direnmenin unsurlarını içermekte.
Farklı bir anlam atfı ve tipolojiyle tanımlanan Yeni Dini Hareketler hakkında pek çok soru sorulmakta: "Hangi tip bireyler Yeni Dini Hareketlerin ideallerinden inançlarından ve pratiklerinden etkilenmekte? Bir YDH'e üyesinin kararı özgür bir seçim midir? İdeoloji ve hayat tarzındaki bu keskin değişim kişinin zihinsel ya da duygusal gelişimine faydalı mıdır yoksa zararlı mıdır? Bu çalışma Yeni Dini Hareketler hakkında sorulan sorulara Psikoloji perspektifiyle verilen cevapları/tespitleri teorik düzlemde aktarmayı amaçlamaktadır.