Yeni bir medeniyet kurmak isteyen bunun hayalini kuran herkes özellikle bir sonraki nesli yetiştirme sorumluluğunu üzerinde hissedenler temel bazı sorunlar üzerinde ciddi olarak düşünmek zorundadırlar. Ulaşılmak istenen hedef medeniyetin unsurları en azından teorik düzeyde düşünülebilmeli ve bu unsurların günümüz dünyasında sıradan bir insanın hayatında nasıl bir fark yaratabileceği temel düzeyde de olsa öngörülebilmeli hiç olmazsa tahayyül edilebilmelidir.
Bu temel meselelerin çözümü; hayatın bütün boyutlarını birleştiren bütün bilgi ve bilim alanlarını kendi içinde uyumlu bir bütünlüğe kavuşturan hem teorik hem de pratik özelliklere sahip hikmet geleneğimizin kuşatıcı ve barışçı bütünlüğünde aranmalıdır. Dolayısıyla hikmete dayalı olarak geliştirilecek bir tıp felsefesi; daha kapsayıcı daha esnek daha sosyal daha insani ve daha yerli unsurlara dayanan yeni bir yaklaşım olmaya adaydır.
Bu düşüncelerin güzel ama boş bir hayal olduğunu söyleyenlere William Blake'in "Şimdi ispatlanan her şey bir zamanlar sadece hayal edilmişti" cümlesini hatırlatmaktan başka bir yol görünmüyor. İnsan fıtratının saflığına ve iyiliğine inanmak durumundayız. İhtiyacımız olan; akıllara gelmeyenleri akıllara düşürebilecek hür düşünceli ve cesur bir yüreğe sahip olmaya gayret göstermektir.