Alparslan Türkeş 20. Yüzyılın ikinci yarısında adından en çok bahsettiren liderlerin başında gelir. Başbuğ Türkeş fikrinin çilesini ve cefasını çekmiş bir liderdir. Yaşadığı veya maruz kaldığı her türlü menfi hadiseye hiçbir zaman sitem etmemiş ve ilkeli duruşundan da asla taviz vermemiştir.
Hayatını Türk-İslam davasına adamış her daim Türk milleti ve devletinin bekasını düşünen ilke-ülkü-ülke parolasını yaşam tarzı olarak benimsemiş olan Başbuğ Alparslan Türkeş çok az defa iktidarda vazifeli olmuş olsa bile kendisinin gerek memleket meselelerşnde gerek dış meselelere karşı izlediği tavsiye ve telkinde bulunduğu birçok husus zamanında iyi değerlendirilememiş veya siyasi muhatapları tarafından hafife alınmıştır. Ancak aradan geçen yıllar göstermiştir ki TÜRKEŞ'in yazıp çizdiği stratejilerin tatbik edilmesi onu yine haklı çıkarmıştır. Tüm bu müspet hususiyetleri kendisinde bulunduran bir şahsiyetin parti liderinden ziyade bir devlet ve dava adamı olduğunu söylemek en doğru en sağlıklı en akılcı ve en makul bir izah olacaktır.