Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile öncelikle Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve Cumhurbaşkanının anayasal yetkilerini (yönetsel geleneğe göre sembolik olarak kabul edilmesi gereken) kullanmak istemesiyle oluşan yönetsel sıkıntıların önüne geçilmek istenmiştir. Ayrıca Türkiye'de kronikleşmiş hantal merkezi yönetim yapısının değişmesi ve vesayet bürokrasisinin önünün kesilmesinin planlandığı söylenebilir. Peki bu sistem değişikliği kamu yönetiminin işleyişinde öngörülen iyileşmeleri sağlayabilecek mi? Bunu ancak uygulamalar neticesinde zaman bizlere gösterecektir. Ancak burada vurgulanması gereken husus asıl önemli olanın kamu bürokrasisinin iyileştirilmesi ve kamu kurumlarının performansının yönetilebilir olmasıdır.
Türk Kamu Yönetimi'nde öne çıkan yönetsel sorunların başında idari olarak aşırı denebilecek sıkı bir merkezi hükümet sisteminin olması ve kamu kurumlarının performansının denetlenemiyor olması gelmektedir. Bu perspektifte yeni sistem değişikliği ile yetkileri merkezi olarak kullanmak isteyen bir hükümet modeli etkili olamayacaktır. Aynı zamanda kamu kurumlarının yapmaları gereken işler bakımından performanslarının denetlenmesi için öncelikle objektif ölçüt ve göstergelerin belirlenmesi ve sıkı bir kontrol mekanizması için karşılıklı öğrenme sürecinin esas olacağı bir denetim modelinin geliştirilmesi gerekmektedir.