10. yüzyıl İran coğrafyasına masalsı bir seyahat...
Seyahatnameler bir seyyahın kişisel gözlemlerinden çok daha ötesidir. Bir seyahatname okuru hem o zamanın coğrafyasına yolculuk yapmış olur hem de o coğrafyanın insanını iklimini ticaretini inançlarını geleneklerini ve diğer niteliklerini keşfeder. Dolayısıyla seyahatnameler bir tarih kitabından ziyade tastamam bir rehber kitaptır.
Türk tarihçiliğinin efsane ismi Zeki Velidi Togan Abdülkadir İnan ile birlikte 1922 yılında Horasan topraklarına doğru yola çıkarlar. Seyahat esnasında bir seyyah edebiyatçı ve doğabilimci olan Ebu Dülef Mis'ar bin Mühelhil el-Hazrecî Yenbuî'nin Sâmânoğulları döneminde kaleme alınan bir eserini bulurlar: İran Seyahatnamesi(Rihle fî Vasati Asiya).
Ebu Dülef günümüzde İran Afganistan Azerbaycan Ermenistan ve Türkiye sınırlarında bulunan topraklar üzerinde seyahat etmiş bu coğrafyaların tarihinden efsanelerine madenlerinden şifalı bitkilerine âdetlerinden yaşayışlarına dek notlarını eşsiz bir üslupla kaleme almış çok önemli bir seyyah. İran Seyahatnamesi ise yazıldığı dönemin coğrafyası ve insanları üzerindeki bilinmezlik bulutlarının dağıtılması ve bir süre sonra bölgede kurulacak Selçuklu hâkimiyetinin vaziyeti hakkında çok kritik ipuçları vermesi açısından başvuru niteliğinde.
Türkçeye ilk kez kazandırılan bu eser genç tarihçilerimizden Serdar Gündoğdu tarafından titizlikle çevrilmiş bunun yanı sıra Ebu Dülef'in verdiği bilgilerle diğer önemli seyahatnameler karşılaştırılmış ilave notlar eklenmiştir. Tarihin coğrafyanın ve seyahatin buluştuğu bu kitap objektif verilerin çok az olduğu adeta masalsı bir dönemin bilimsel bir aydınlığa kavuşması yolunda bir nadir kaynak statüsünde.