Tiyatro Antik Çağlardan bu yana kıymetini hiç kaybetmeden yaşamaya devam eden ender sanatlardan birisidir. Dar bir alanda seyircinin önüne oyunlar koyar. Kostümler dekor ve kelimeler izleyeni inandırır hatta belki kandırır. Tıpkı çocukken arkadaşlarıyla halının üzerinde çeşit çeşit oyunlar kuran küçüklüğümüz gibi yazanı da izleyeni de o yitip gitmiş insanın ilk evresine götürüp bağlar-ağlar.
Yeni İnsan Edebiyat romanlar öyküler ve şiir kitaplarının yanına senaryolar ve tiyatro oyunları ekleyerek kitaplar ile insanlar arasında akla hayale gelmeyecek bağlar kurmaya gayret ediyor. Macar oyunları bu perspektifle çağdaş tiyatro tartışmalarına katkı koyan anlamı yeniden arayan sahneyi dikine bölen oyuncuyu seyircinin arasına katan ve yeni nesiller ile yeni problemleri sahneye taşıyan çok özel insan hikayelerinden oluşuyor.
"Gemiye binmişler muhteşem dağların arasından gitmişler de gitmişler tek sorun bu nehrin çok dalgalı olmasıymış hayvanlar kötüleşmiş ve korkmaya başlamışlar. Dávin Sokiratò bir markete gidip bir ütü almış. Gemiye geri gitmiş hayvanlar bu ütüyle ne yapacağını merakla izlemişler. Dávin Sokirató nehrin dalgalarını düzleştirmek için ütülemeye başlamış fakat ütü o kadar sıcakmış ki nehrin suları buharlaşmaya başlamış ve nehirdeki su gittikçe azalmış ve sadece kocaman bir buhar bulutu gözüküyormuş buhar kaybolduğunda ise nehirde tek damla bile su kalmamış. Hayvanlar çaresizce "şimdi nasıl devam edeceğiz" diye sormaya başlamışlar."