Kendi gerçekliğini geride bırakmaya bir kez olsun bile cesaret edememiş ya da bunu aklına getirmemiş her insanın trajedisiydi bu: Düşlenen hemen ileride güneşin tam karşısında devasa bir yapı misali öylece duruyor; düşleyen ise birkaç adım daha atıp hedefe varmaktansa o yapının gölgesinde konaklamakla sınırlandırıyordu kendisini; daha fazlasının hakkı olmadığını düşünüyordu.
Çok geçmeden güneşini kapattığını zannettiği için düşlerini yıkmakta arıyordu çareyi koca bir binayı tekmeleyerek devirmeye çalışmaya benziyordu olay. Derinlerde olduğundan görülemeyen ve fark edilemeyen trajedinin açık seçik bir komediye döndüğü yerdi burası: Tekmelerin adresi orada olmayan bir şeydi.