"Alışırsın oğlum alışırsın ama unutamazsın. Başını yastığa koydun mu burnunun direği sızlar!"
Bir sahil kasabasıydı Bakırköy. Bizler de Bakırköy'ün mutlu çocuklarıydık.
Küçücüktük gün boyu mahalle arkadaşlarıyla top oynardık. Karnımız acıkınca zeytinyağlı yemek için hep beraber Mıgırlar'ın veya Hırantlar'ın evine giderdik. En iyi zeytinyağlıları Ermeni teyzeler yapardı. Canımız balık isterse Yaniler'in evine giderdik. Balık yemeklerini de Rumlar çok iyi yapardı. Et ve çorba yemek için ise gidilecek adres bizim evdi.
Bizdik hiçbir zaman ben olmadık.