''...Acılarımızı tartalım kefelere koyup hangimizinki daha ağır diye yarıştıralım demiyorum. Herkesin acısını algılayışı kavrayışı tarifi bambaşka. Her şeyin matematiğini gayet iyi yapan siz söyleyin bakalım nedir bir insanın iç acılarının toplamı? ...Misal acıların da bir 'Pi' sayısı var mıdır? Sabit bir çarpan sayesinde işlemi kolaylaştırıp zamana yayılan acıların aritmetik ve geometrik katlarının hesabı yapılabilir mi? ...Önsüz ya da sonsuz mudur acılar? Mesela herkes için ortak olan evrensel bir başlangıç noktası acıların sıfır hâlinden söz edilebilir mi? ...Koca bir coğrafyada değişik biçimlerde kümelenmiş insanlarız. Irka milliyete yetmedi dine hatta mezhebe renge cinse yaşa ve akıl dışı daha birçok ölçeğe göre tanımlanmışız. Bölünüyoruz ilkin. Bu işlem pek seviliyor. Sonra değişik biçimlerde toplanıp çıkarılıyoruz; çarpılıyoruz daha çok. Misal benim canım en çok bölündüğümüzde acıyor. Ya sizin?...''
Metin Turan Siyah Gökkuşağı'nda 'içeri'den bakarak hayata karışan ölçülerini kaldırıp kendi zamanına dokunan yaşamın gurbetine salınacakken bir nirengi noktası bulup tutunan umudu ve ışığı bol öyküler anlatıyor.
Unutmayın; siyahı da vardır gökkuşağının!