Yemeklere dokunmadan sofrayla birlikte bizi de oturduğumuz yerden kaldırsınlar diye bekliyordum. Çatal kaşık sesleri yudumlanan çaylar hepsi birer arı vızıltısına dönüşerek çınlıyordu kulaklarımda. Arada kadınla göz göze geliyorduk ama o yüzüm saydamlaşmış gibi başımın gerisinden bahçeye bakıyordu. Uzanıp dallara dokundu. Kararıp kalmış budaklarına. Olan biteni de işte o zaman gördü.
Kristal Sapan'da topaçlar misketler sapanlar meyve dolu ağaçlar ve hepsinin merkezinde çocuklar dönüp duruyor. Isimleri gözleri şehirleri farklı olsa da ortak bir noktaları var hepsinin: Merhametsizlikleri. Bir çocuk gaddarlaşınca çiçekler solar neşeli sesler sokakları terk eder ve merhametsizlik bilinmeyen öyküler anlatır.