Bir süre sessizce oturdu. Dışarıdan soğuk mermer bir heykel gibi görünüyordu ama içi alev alev yanıyordu.
"Madem buna zorluyorlar beni ben de onların anlayacağı şekilde davranırım" diye devam etti.
Ölüm eskisi gibi korkunç gelmiyordu artık ona. Varlığının sona ermesi benliğinin yok olması korkutmuyordu onu.
"Burada" dedi "kendi hayatımızı yaşamıyoruz zaten. Bize uygun görülen şeye bu şeye hayat diyemiyorum. Öldürülmek üzere yetiştirilmiş bir deney hayvanının hayatın anlamını sorgulaması ne kadar abes ise bizim yaşadıklarımız da öyle. Buna dâhil olmaktan yoruldum. Varlığım ve yokluğum gerçek dünyada hiçbir şey değiştirmeyecek. Bir şey üretmeyi yaşam döngüsüne normal bir şekilde katılmayı yararlı bir birey olmayı bırak akıp giden hayata zarar bile vermiyorum. Biz aslında şu an var bile değiliz..."