Edebiyat bile yaşamı güzelleştiremedi. Her türlü değer güllesi kendi kalesine tosladı. Vucüttaki ağırlıklarının darasını düşmeyi bilemeyenler cinayetteki paylarını da hesap edemeyerek kendilerini ele verdiler. Demekki kuşku çağı büyüyerek gündemde!
İznik Gölü dipten delinip Gemlik Körfezine boşalacak. Tanrı Gürle Dağlarını basamak yaparak yeryüzüne inecek desek herkes inanacak gibi. O zaman doğru bildiklerimizi de gözden geçirmenin zamanı değil midir? Yoksa görmediğimiz ırmaklarda yıkanıp tatmadığımız meyvelerle doymaya şimdiden hazır olmalıyız.
İnsanoğlu iyi ki yemeden yaşamayı öğrenemedi. Ve de iyi ki kendini yeniden üretmeyi unutmadı. Aksi taktirde uyduruk edebi ninilerle kendi beşiğini kendine sallatarak daha çook uyuturlardı. İznik Gölü gibi kuşatılmış işçi sınıfının peşinde okyanuslarca geniş issiz sınıfının gelişi boşuna değildir...