"Adımlarıma yön vermeliydi aşk düşüncelerime biçim. Kalçalarını davet edercesine sallayan bir orospunun rahatlığı olmalıydı benim aşklarımda aynı zamanda uzun yoldan gelmiş bir yabancının ürkekliği. Başkalarına muhtaç bir bebeğin yüzündeki saflığın yanında yılların tecrübesini alnındaki kırışıklara sıkıştırmış bir ihtiyarın olgunluğu olmalıydı. Ortası olmamalıydı benim yaşadığım aşkın."
Kanatan tutkuların yürek yakan acıların aykırı aşkların romanı Nü Peride. Aynı kentin aynı mekanlarında şimdinin can yakan gerçekleri ile tarihin gizemli olayları arasında karşı konulamayan bir yolculuğa davet. Anılarını koynuna birer akrep gibi iliştirip her gece kendi kendini sokmaya yatan sakat bir adamın sevdiği kadına anlattığı garip öykünün dehlizlerindeki koyu yalnızlığa katılış. "Nü" çizmek için ölüme gebe bir heyecanla Peride'yi mahzenine kapatan Osmanlı ressamın amacına ortaklık. Aşka yelteniş en önemlisi gerçek aşka uzanış.
Yunus Nadi Roman Ödülü'ne değer bulunan Nü Peride dilimizin tüm zenginliklerini de içinde barındıran çok katmanlı bir eser.