"Selim İleri'nin bütün yalnızlıkları en somut katılığıyla acıtıcı çok boyutluluğuyla aktarmadaki bilirkişi ustalığı Bir Denizin Eteklerinde'yi bir yalnızlık elkitabı yapıyor."
-Füsun Akatlı-
... Yaşadığım sonsuz aşklardan yalnız ikisini ve bu aşklara karışmış bir tansığı anlatmak istiyorum. Yeryüzünde hiç kimsenin inanmayacağı bir tansıktı bu; herkes yalan söylediğimi düşler sanrılar gördüğümü tek başıma yaşamaktan aklımı oynattığımı ileri sürecek -kendimi savunmayacağım.
O gece her zamanki gibi geç saat eve döndüm. Sokaklarda benden başka kimseler kalmamıştı; bir iki taksi durağının ölgün ışıkları yanıyor kapalı duraklarda müşteri beklerken sıkılmış sürücüler uyukluyordu. Ötekilerden köpek sesleri gelmekteydi. Hava sisli ve serindi. Kaldırım taşlarında kendi ayak seslerimin takırtısını dinliyordum. Karanlık tek kişilik yatağım ansızın uyandığımda korkulu bir rüyanın sürüp gidecek etkisi ya da gecenin ortasına üşüşmüş hortlaksı görüntüler tıpkı soluk alıp verişe benzeyen iniltili sesler sözgelimi gıcırdayıveren eski bir gardırop kapağı ne kadar sıkıştırırsanız sıkıştırın damlamaktan caymayan bir musluk... şimdiden üstüme basmıştı. Yatmam bir neskafe pişirip kitap okurum diyordum. (Neskafe bitmişse ıhlamur pişirecektim; çay demlemektense.)