Sonra bir şey oldu anlayamadığım
Yüreğimde önemsenmeyen belli belirsiz çatlaklar
İçten içe kanayan kendi kabuğuna küs derin yaralara dönüştü
Konuşmaktan çok önce susmayı öğrendim
Kendimi anlatamamak yordu beni
Kimse içimdeki karanlığı sevmedi...
Zaten ben de sevemedim çiçekli elbiseleri
Hiç deniz bilmemiş şehirlerin kıyılarında kaldı
Kağıttan yaptığım gemiler
Kimse şiir okumadı mesela...
İçinde on mavi'lerin olduğu masalları hiç duymadım
Sonra bir şey oldu bitkin bir asker gibi esir düştü kalem
Ve hiç terketmedi yağmur ne şehrimi ne kirpiklerimi ne de beni
Kimsenin vazgeçilmezi de olamadık
İlk gözden çıkarılan son hatırlanan
Yangında terkedilen o tahta masa...
Ve kimse benim gibi saklamadı içinde bir cesedi
Renkli kalemlerin bir suçu yok...
Ben kendim sevdim siyah mürekkebi.