terleyip kavrulmuş gözlere çarpılan
bir avuç su gibi
dökül başımdan aşağı
ıslat beni sevginle
elinde bir kucak kır çiçeğiyle
güzel bir şeyler düşünerek gel
dinlenmiş bir yüzle
ve saçların taranmış
demli bir kahvaltıdan sonra
neşeli adımlarla
ve dudaklarında dertsiz bir ıslıkla gel.
çok güzel bir haber getiren postacı gibi gel.
rüzgâr gibi gel
ama rüzgâr gibi gitme.