Ne acımasız ne bencilim değil mi?
Sana sahip olmak uğruna
Belki de tüketmek pınarlarını yaptığım
Bilmesem nasıl bir yüreğin olduğunu
Hiç düşünmem
Geçirirdim pençelerimi en derin yaralarına
Ama öyle güzel öyle çocuk ki yüreğin
Seni sana bırakmamak olacak en büyük günah
Ve biz
Yeryüzünün yarım kalmış hikâyeleriyiz seninle
Tüm vedaların adıyla.
Bir kadın ve bir erkek... Bir kış gecesinde kaderlerinin yıllar öncesinden düğümlendiği Büyükada'daki otelin farklı odalarında yağmurun sesini dinlemektedirler. Kadın tutkulu şefkatli ve hassastır. Erkek bencildir haindir. O güzel kadını yıllar içinde çok kırmıştır bilir kendi kabahatlerini... Camların zangır zangır titrediği bu fırtınalı gece belki de erkeğin son şansı olacaktır. İyi bilir aşkın adaletsizliğini. "Yaşanan hiçbir şeyin kaybolmadığını ne yaşanmışsa bir yerde saklı durduğunu bir gün önüne çıkacağını bundan kaçış olamayacağını..." Adalı Mikail'in Kahvesi'nde oturmuş "Herkes kendisini aldattığı kadar suçlu!" diye kendi kendine mırıldanırken çayını içer ve sadece bekler!