Haşmet Gezgin adlı Adanalı bir elektrikçi çırağının sıfırdan yarattığı dev bir servetin ölümünden sonra kime kalacağı konusunda ortaya çıkan sürprizler sonucu mirasçılar arasında yaşanan çekişmeleri ve ayak oyunlarını anlatan bu roman çok güzel bir aşk hikâyesinin yanında insanların çıkarları için ne denli kötü ve acımasız olabileceklerini de gösteriyor.
1940'lı yıllarda Adana'da başlayan ve 2000'li yıllarda İstanbul'da sona eren bir süreç içinde ve üç nesil boyunca devam eden bu çarpıcı ve sürükleyici hikâyenin bir diğer özelliği de hikâyede yer alan tüm başat karakterlerin romana damgalarını vurmaları ve hikâyenin oluşmasına katkıda bulunmalarıdır.
İşin en güzeli de hikâyemizin güçlü bir aşkın her engeli aşabileceğini bir kere daha kanıtlamasıdır.