Menekşe Toprak'ın önsözü Serdar Soydan'ın titizlikle hazırladığı kronolojik biyografisiyle Bir dokuma fabrikasında sömürülen bütün hakları gasp edilmiş bir avuç insanın hayatının anlatıldığı roman toplumcu gerçekçi çizgide yayımlanan ilk kitaplardan.
Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır Tan gazetesinde 1937 yılında tefrika edilmeye başlandığında toplumcu gerçekçi roman popüler bir tür değildi. Hatta köy ve taşranın dışına çıkıp şehir hayatını kenar mahalleleri fabrikaları anlatan roman yok denecek kadar azdı. Suat Derviş'i çalıştığı gazete muhabir olarak Sovyetlere gönderdiğinde romanı yarım bir şekilde taslaklarıyla Kemal Tahir'e bırakmış son kısmını Kemal Tahir tamamlamıştır. Tren yolculuğu sırasında iki kalın defter yazıp yolladıysa da gazete tefrikanın yeterince ilgi görmediğini söyleyerek Kemal Tahir'in sonu yazmasını istemiştir.
Bu koşullar altında yazılan ve okurla buluşan roman seksen bir sene sonra ilk kez Suat Derviş adıyla kitaplaşıyor. Dünden bugüne koşullarda ve sömürülen bir avuç insanın hayatında bir şey değişmediğini gözler önüne seren Derviş zamanı aşan öngörüsü ve tahlilleriyle büyük bir yazar olduğunu gösteriyor.
"Derviş 1930'ların yoksulluğunu İstanbul'un işçi mahallesi olan Edirnekapı civarını öyle sahici anlatır öyle çarpıcı resmeder ki yer yer Emile Zola'nın Germinal romanındaki maden işçilerini bazen de John Steinbeck'in bu romandan iki yıl sonra yayımlanan Gazap Üzümleri'ndeki mevsimlik işçileri görür gibi olursunuz." MENEKŞE TOPRAK