Sabahleyin kulübesinden çıkış adımının ilkini atmıştı. Saatler 12.28'i göstermekteydi. Her gün farklı bir yerde dolanan tuhaf giyime sahip bu adam bu sefer mahallenin civarında dolaşıyordu. Saatler nerede 13.26 olursa avazın vaktiydi onun için. Bu sefer pazarın tam ortasına denk gelecekti her zamanki gibi anlamsız bakışlara hedef olacaktı. Tabii bu anlamsız bakışlardan en fazla anlam çıkarabilecek insandı o. 'Çığlığın bunu kabul etmiyorum'' vaktiydi. Vaktiydi acıları bir mutluluktu belki kim bilebilir. Her şeyi bir avaza sığdırmaktı onunki. Zamanı gelmişti artık.
''Yeteeer!'' diye bağırmaya başlamıştı pazarın tam ortasında. Çığırtkanlık değildi mesleği ahlak süvariliği hiç değildi. Peki ne oluyordu bu adama? Herkes başını çevirmiş bağıran adamı süzüyor bir anlam veremiyorlardı olan bitene.