Dalmaçya'da Ermeni bir beyin yanında yamaklık eden on-oniki yaşlarındaki Jozef Maskoviç isimli çocuk Zemheririn en fırtınalı günlerinde buzlar üzerinde yalınayak eve su taşımakta iken komşularından fakir ve dul bir kadıncağız bu hale üzülüp kocasından yadigar bir çift partal kundurayı çocuğun ayaklarına giydirmişti.
Aradan çok uzun yıllar geçti.
Bu arada Osmanlılar o yerleri fethetti; kadın da İslamiyet'le hidayet buldu.
Günlerden bir gün iyiden iyiye yaşlanmış olan kadıncağızın kapısı çalınıp önüne bir torba bırakıldı. Torbayı açan ihtiyar eller vaktiyle kocasının olan o bir çift partal kunduraya dokununca birdenbire takatten kesildi kıpırdamaz oldu.
Kadıncağız neden sonra baktı ki ayakkabılarının her ikisinin de içleri altın dolu. Yoksul hasırının üzerine dökülen altınları toplayayım derken gözleri küçük bir kağıt parçasına ilişti. Yarım saat kadar sonra kasaba iamı kadıncağıza bu tek cümlelik pusulayı okuyordu:
"Anacığım ! Buzdan donmuş çıplak ayaklarına bu kunduraları giydirdiğin çocuk sana oan borcunu ödemeye çalışıyor."