Allah Teâlâ buyurdu:
"Sultanlar sultanı benim. Sultanların kalbi benim elimdedir. Hangi milleti
seversem idarecilerin kalbini onlara merhametli kılarım. Hangi millete
darılırsam idarecilerin kalbini onlara karşı intikam duygusu ile doldururum.
Bu sebeple boşuna idarecilere lanet etmekle uğraşmayın. Bana tevbe
edin ki onları size karşı şefkatli kılayım."
Bir kimse Resûlüllah'ın bulunduğu bir mecliste Hz. Ebû Bekir'e sövdü.
Resûlüllah sükût etti. Hz. Ebû Bekir de sükût etti. Adamın sözlerini
bitirince Ebû Bekir karşılık vermeye başladı. Bunun üzerine Resûlüllah
hemen kalktı. Peşinden Ebû Bekir yetişti sordu:
- Yâ Resûlallah! Adam bana sövdü sustun. Ben konuşunca kalkıp gittin.
Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
- Sen sükût ederken senin adına bir melek ona karşılık veriyordu. Sen
konuşmaya başlayınca melek gitti şeytan geldi. Şeytanın bulunduğu
yerde oturmayı hoş bulmadım. Sonra şöyle buyurdu:
- Gerçek olan şudur ki mutlaka netice verir: Bir kul zulme uğradığı
zaman zalimi affedip bağışlarsa Allah Teâlâ o kimsenin izzetini artırır.
Bir kimse biriktirmek için dilencilik yaparsa Allah onu yoksulluğu gark
eder. Bir kimse Allah için bir yere bir şey infak ederse Allah onun
malını çoğaltır."