Kur'an'ın ve Nebevî Sünnet'in mesajı sadece Müslüman çevrede yetişip İslamiyeti kabul eden insanlara değil yeryüzünde yaşayan bütün insanlar için hidâyet kaynağıdır.
Ancak günümüzde Nebevî Sünnet'e Kur'an zihniyetinden tamamen bağımsız tarihte kalmış bir dünya görüşü gibi bakılmakta ve bundan dolayı da sadece tarihî bir malzeme olarak değerlendirilmektedir.
Oysa Hz. Peygamber'in icraatlarında zaten mevcut olan ve daha sonraki Müslümanların da kendilerine örnek alabilecekleri evrensel ilkelerin yeniden gündeme getirilmesi ve bu vesileyle Nebevî Sünnet'in evrensel dinamizmine yönelik araştırmaların yapılması gerekmektedir.
Biz de bu sebeple "Her toplumun ve toplumdaki bireylerin kendi şartları çerçevesinde ortaya koyduğu (başlattığı) ve sonraki insanların da takip ettikleri faydalı her yeni faaliyet (söz fiil ve tasvip olarak) Nebevî Sünnete uygundur" ilkesini çalışmalarımızda esas aldık.
Kısaca "sünnet ihdâsı" adını verdiğimiz bu ilkenin çıkış kaynağı ve İslam düşünce tarihindeki yansımaları çalışmamızın ana konusunu teşkil etmekte olup ileride yapılacak benzer araştırmalara katkı sağlayabilecek tarzda bir nevi deneme ve giriş mahiyetindedir.
Bununla beraber Müslümanların daima ilgi alanında olması gereken uluslararası boyutlu dinî sosyal siyasi ve kültürel meselelere millî/yerli bakış acısıyla beraber Nebevi Sünnet Stratejisi yönünden de bakılıp çözümler ve yeni stratejiler üretmesine katkı sağlayacak hâle ve geleceğe yönelik bir Dinamizmi/Güncellemeyi de hedeflemektedir.