Annem ve babam bana karşı hiçbir zaman o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar. O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim. En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı. Beyaz bir gelinlik... Beyaz mutluluğun aşkın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisiydi. Bu evde kavuşamadığım huzura kendi kurduğum yuvada sahip olacağıma gerçekten inanarak büyümüştüm. Oysa şimdi ailem bu hayalimi de elimden almıştı.Benimle hiçbir ilgisi olmayan bir olaydan dolayı hiç tanımadığım ve civardaki herkesin Deli diye bildiği bir adamla evlenmek zorundaydım.
Tüm ilçede deli diye tanınan bir adam: Emre.
Aradığı şefkati ailesinden bile görememiş
tek hayali bir gün sevdiği adamla evlenmek olan bir genç kız: Elif.
Ve zoraki bir evlilik.
Kimsenin bilmediği bir psikolojik sorunla boğuşan Emre ve
Emre'yi tanıdıkça ona karşı anlayamadığı bir şekilde merhamet duymaya başlayan Elif gerçek bir aile olabilecek miydi?
Emre tekrar delirmeseydi; belki...