Bir İtiraf:
Romancılar başlarken çok defa olayın gerçekliğine inandırmaya uğraşırlar. Bu sefer ben tersini iddia ediyorum. Bu hikaye baştan başa hayaldir. Kokotlar Mektebi'ni İstanbul'un hiçbir semtinde boş yere aramayınız. Bulamazsınız. Ne kadar yorulsanız içinde öğrenimdeki hanımlardan hiç birine tanış çıkamazsınız. Çünkü onlar romancının muhayyilesinden başka bir yerde mevcut değildirler.
Mesleğimin uzun yıllarından beri hep olaylar arkasından koştum. Her zaman tamamıyle tabiattan alınmaz ya... Bazen de fantazyamıza göre hikaye biçemezmiyiz?