"Bir çocuk kolay yetişmiyor derler. Aslında çocuklar saf beyaz bir kâğıt gibi tertemiz geliyorlar dünyaya. Onları iyiye güzele biz yönlendiriyoruz. Hayattan payına hep iyi şeyler düşmesi için çabalıyoruz. Hem de sadece bebekliklerinde de değil tüm ömrümüz boyunca. O dünyaya tertemiz gelip her şeyi baştan öğrenirken göz ardı edilen şu asıl bir anne kolay yetişmiyor. Bir kadın en sevdiği koltukta en sevdiği battaniyeyi burnuna çekip en sevdiği diziyi sabaha kadar seyredebilecek imkâna sahipken; anne olunca günün sonunda nihayet koltuğun bir kenarına oturma fırsatı bulmuş çocukla beraber hayata kendine zamana bakışı değişen bir başka kadına dönüşür. Uyku saatleri dinledikleri okudukları pişirdikleri alışveriş listesi öncelikleri izledikleri tümüyle değişir. O narin prenses hanım birisi çocuğuna zarar vermeye kalktığında aslan kesilir.
Biz böyle değildik. Düz beyaz bir kâğıt değildik. Bunca yıllık insandık. Huyumuz suyumuz duruşumuz hayatta başımıza gelenlere tepkilerimiz belliydi. Sonra bir gün anne olduk ve her şey değişti. Başkalaştık. Dönüştük. Dönüşürken canımızı acıttık. Kendimize şaşırdık."
Berna Mutlu Aytekin her kadının deneyimlediği bazı zamanlarında çokça zorlandığı bu dönüşümü en çok hakim olduğu yerden kendi hikâyesinden yola çıkarak yazdı. Bir Anne Kolay Yetişmiyor bu uzun ve meşakkatli yolda düşüp kalkarak kendini geliştirmeye çalışan anne adaylarına koltuğun kenarına ilişip beş dakika nefes almayı gözleyen annelere ilaç gibi gelecek!