Ekim Devrimi'nin 101. Yılında Kalkedon Yayınları ve Redaksiyon iş birliği ile Türkçeye kazandırılan dev eser!
Marx'ın ünlü "Kapitalist özel mülkiyetin matem çanları çalar mülklere el koyanların mülkleri ellerinden alınır" tezi "modern toplum"un çelişkilerinden çıkmıştı. Ancak bu tezi uygulanan bir program ve hedef haline ilk getiren Vladimir İlyiç Lenin oldu. Aradan geçen onca yılın ardından bakıldığında bile "devletsiz" (komünist) bir toplumu hayata geçirmek için tarihin ilk bilinçli deneyi olan kapitalist emek sistemini emek dağılımını ve sosyal sınıfları ortadan kaldıran Rus Devrimi Lenin ile devrimci arkadaşlarının hala sürmekte olan başarılarıdır. Aynı zamanda da Lenin Sovyet devletinin kurucusu olarak devlet karşıtı antikapitalist deneyden fışkıran Sovyet tarihinin yetmiş yılına çözülmesi imkânsız bir şekilde bağlıdır.
Günümüzün modası postmodernizm hayal kırıklığına uğramış "solculuğu" ve neo muhafazakar tutumuyla Lenin'i "terörizm ve diktatörlük" anlatısına yerleştirir. Postmodern terminolojiden ödünç alarak söyleyelim Lenin'in "çözülmesi" tamamlanmıştır yani zamanımızın "resmi" dilinde "Lenin anlatısı" genel anlamıyla "terörizm" gibi (kapitalizme karşı herhangi bir radikal muhalefet şekli olarak anlaşıldığı haliyle) tarihin çıkmaz sokağına yerleştirilmiştir. Son zamanlarda moda olan bu sınıflandırma kavramsal olarak ölümünden beri Lenin'i rasyonalleştirmeye adanmış her türlü deneyden daha yanıltıcı ve müphemdir.
Aramızda var olan farklılıklardan dolayı beni çok hor görmüş olabilir... Ama ölüm anında insan bir insanı bütün olarak değerlendirmeli sadece hayatının birkaç yılıyla değil eserinin birkaç parçasıyla da değil kişisel garezler bir yana bırakılmalı. Aramızdaki farklılıklar aramızdan ayrılışının önemini gölgelememeli. Öylesine dev bir kişilikti ki dünya tarihinde ancak birkaç tane daha benzeri bulunur.
Karl Kautsky
Bize karşı çok sert muhalefet yapmıştır genelde... Ancak bu görüş ayrılıkları Lenin'in mezarı başında susar bayraklarımızı indirerek birleşir ve dünyayı devrimcileştirmiş iradesinin dehasının davasının önünde sancaklarımızı huşu içinde dalgalandırırız.
Otto Bauer