Bakır bir kapak ve altındaki tabakta duran şey. Evet Filiz Hanım geleneği orada da sürdürüyordu. Aç olduğunu tahmin etmişti geleceğini de. Kırmızı makarna hala sıcaktı. Yanına da bir kadeh şarap koymuştu; sevdiğini biliyordu makarnayla.
-Cimri! Bir kadeh koymuş.
-Sizi duydum.
Demişti Filiz Hanım.
-Gitmediniz mi?
-Hayır sizi bekledim.
Geç olmuştu ve hava da kararmıştı. Geç saate kalmak istemezdi buna rağmen gitmemişti.
-Çıkın isterseniz?
-Şişede iki kadeh kalmıştı; birini size koydum diğerini kendime.
-Ne günler yaşadık değil mi Filiz Hanım?
-Öyle Hazar Bey. Size çok şey borçluyum.
-Ben de size.
-Herşey için teşekkürler Hazar Bey.
-Gitme zamanı sanırım Filiz Hanım?
-Hayır kalma zamanı Hazar Bey...