Panayırda
  • 4 İŞ GÜNÜ
    İÇİNDE KARGODA
  • Basım Yılı
  • Sayfa Sayısı
    136
  • Kağıt Türü
    Kitap Kağıdı
  • Ebat
    13,5 x 19,5
  • Dil
    Türkçe
  • Cilt Durumu
    Karton Kapak
  • ISBN-13
    9786052601563
Öykü ile şiirin birlikte uyuduğu bir kitap Panayırda!

Bu kitapta birbirine uymaz görünen tüm parçalar birleşiyor. Afrika'nın Tanrı Dağı'na tapan kabilesinden Viktorya Dönemi İngilteresinde yaşayan bir uşağa; Balkan şarkıları yükselen köhne bir tavernadan Anadolu'nun çay kokulu evlerine; Kuzey Avrupa'nın sık ormanlarından Halep'in bakır cezvelerinde Türk kahvesi fokurdayan meydanına. Yüzyıllar öncesinden bugüne bugünden yıllar sonrasına... Aysu Arslantürk Batı'nın varoluşsal sancılarına ümitsiz serzenişlerine sırtını dönüyor. Gerçek bir cevap arayışı ile yedi öyküde zihni zorlayan bir dünya gezintisine çıkarıyor okuru ve her öyküyü takip eden yedi şiirle tasavvufu yeniden yorumlayarak coğrafyamıza bırakıyor.

Arslantürk günümüzün sıkıntılı edebiyatından biraz olsun uzaklaşıp kadim sorgulamalar içeren Doğu kültürünün çok bilimli çok kültürlü yapısına yaslıyor metnini. Biçimsel olarak yedi basamaklı düz bir çizgide ilerleyen kitabın sunduğu akıl oyunları sema etmenin yahut bir incirin yapısının içerdiği çokluğu önemsiyor. Panayırda alt metinleri bağlamında zengin ve kat kat açılabilen bir öykü kitabı... Yazarın okurla da bir derdi var; okuyucunun kendini bırakmasını istiyor tarlalarla gök yer değiştirinceye kadar hem de. "Mavi buğdaylar" ayırdığımız her şeyi birleştirmemiz için bir davet. Batı kültürü ve davranışına hâkimiyetini belli eden ve yüzünü Doğu'ya dönen metinlerde bir ödünç alma değil yazarın yaptığı tuttuğu kavrama elinin izi çıkıyor.

Yazar ve okuru arasında muhteşem bir boşluk var; bir uyanış bir aydınlanma bir birlik daveti ile sunulan eserlerde okur serbest! Düşünme alanı geniş ve katmanlı. Taverna öyküsü biterken kulağınızda üç el silah sesi ile kalıyorsunuz karakterlerden kimi yaşatmak istediğiniz size bırakılıyor.

Kitabı bir panayıra çeviren aslında eserlerdeki örtülü göndermeler. Tüccarların selamlaştığı "mülahham at sineği"nin Sokrates olduğunu "Siyah ipliği olmayan kilimi dokuyan kimin annesi?" dizesini okurken Anadolu'da siyah ipliğin hüznü temsil ettiğini Anma'yı okurken Kraliçe Viktorya dönemine hakim olmanın öyküyü ters yüz edebileceğini "Berimsel yıkılacaklar" dizesindeki 'berim' sözcüğünün ODTÜ'lü bir hocanın bilişim alanında 'computing'e alternatif olarak Türkçe'ye kazandırmaya çalıştığı bir sözcük olduğunu Tanrı Dağı'nda tanrıların mabedi ile karşılaşmak için bu yüksek dağa tırmanan bir Afrikalının yaşadıklarının aslında dağcıların yüksek irtifada yaşadıklarına ne kadar paralel olduğunu fark etmek yeni nesil edebiyatçılara bakış açısını değiştiriyor.
Ürün Kategorileri
YORUM YAPIN
Yorum Başlığı:
Yorumunuz*:
 
Bu ürünle ilgili bize iletmek istediğiniz her hangi bir hata mevcut ise aşağıdaki formdan gönderebilirsiniz.
Bildirdiğiniz hata tarafımızdan düzeltilince e-posta ile bilgilendirileceksiniz.
Hata Detayı:
FIRSATLAR
© 2024 KitapStore.com - Tüm Hakları Saklıdır