Bilindiği gibi İslam dininin temel kaynakları; Kur'an ve sünnet olmak üzere ikidir. Bu iki unsur et ve tırnak gibi birbirine öylesine bağlıdır ki bunları birbirinden ayırırsak ne dinin gerçek anlamını kavrayabiliriz ne de doğru yolu bulabiliriz.
Kur'an'ı Allah'ın Resûlü'nden ayırdığınız zaman bir yere varamazsınız. Kur'an Hz. Muhammed'e indiğine göre onu en iyi anlayan da elbette ki O'dur (sav). Hz. Peygamber kendisine inen Kur'an vahyini ashabına tebliğ ederek önce anlamalarına sonra da bu vahyi yaşamalarına öncülük etti. Kur'an'ın peygamber sözü ile açıklanması ya da Kur'an'da geçmeyen ve peygamber tarafından belirtilen konular sünnet (hadis) olarak adlandırılmıştır. Hadislerin çokluğu ve Kur'an'a arzında Kur'an'a zıt hadislerin var olduğunu iddia ederek peygamber sünnetini devre dışı bırakma çabası maalesef çok eskiye uzanan mesnetsiz önyargılı ve kasıtlı bir düşüncenin ürünüdür. İyi niyet çerçevesinde sahih hadisleri zayıf ve mevzu hadislerden ayırt etme çabası takdir edilecek güzel bir çalışmadır.
İslam âlimleri bu konuda zaten önemli ve ciddi çalışmalarda bulunmuşlardır. Bu eserimize "Kitap-Sünnet Bütünlüğü" yerine "Kitap Sünnet İlişkisi" adını koyduk. Zira bu başlığın daha uygun olacağı önerisini dikkate alarak değişikliğe gittik. Binaenaleyh asıl olan içeriktir. Çalışmamızda Kitap-Sünnet ilişkisini ve bu konudaki eleştirilerin bir kısmını ele alıp kısaca cevaplamaya çalıştık.