Tarih bir kronoloji yahut geçmiş hadiselerin nakledildiği bir bilgi yığını değildir. Tarih devam eden canlı bir varlıktır. Dünü bilmeden bugünü anlamanın imkânı bulunmamaktadır. Bugün yaşadığımız sorunların kökenleri en başta yakın tarihimizde yer almaktadır. Bugün yaşadıklarımız dünden yarın ise bugün yaşanılanlardan bağımsız değildir.
Tarihin bilgi ve bilincinden yoksun olanlar köksüz bir ağaç gibi kurumaya mahkûmdur. Bir ağacın dallarının genişliği ve kuvveti köklerinin genişliği ve kuvvetiyle paraleldir. Yani ağacın kökleri ne kadar derinlere yayıldıysa dalları da o kadar büyüyecektir. İşte tarih bilinci köklere olan bu vurgudur ve ağacın sıhhatinin ve gürbüzlüğünün ön şartıdır.
Bu çalışma standart bir Osmanlı-Yakın Tarih anlatısı değildir. Kronolojik bir tarih veya vakayiname türünün bir örneğini de oluşturmamaktadır. Burada amaçlanan tarih bilincinin kuşanılması bugün ile dün arasında kopmaz bir bağın kurulması tarihten ibret alınması bu ibretin hayatımızda somut değişikliklere yol açması ve yarının doğru şekillendirilmesine dair duyarlılığın oluşturulmasıdır.