Türkiye 12 Eylül'de beş generalin başında olduğu askerî bir dönemi yaşadı. Bu tarihten sonra basına yönelik öylesine çok değişken uygulamalar yaşandı ki haber süreçleri çeşitli engellere takılarak gazete sayfalarına taşınamadı. Bir yandan sansür ve buna bağlı olarak oto-sansürün dayatılmasıyla dördüncü gücün sefaletini yaşayan dönemin tanığı gazeteci yazarlar yazabildikleriyle görevlerini yaptıklarına inanmadılar. Yazdıklarıyla mutsuz gelecek için umutluydular. Yamalı bohçadan oluşan repertuarlarına işledikleri haberleri söyleşilerde su yüzüne çıkardılar. Darbe girdabında basın "dördüncü güç" olma niteliğini büyük ölçüde kaybedip iktidarın siyasî-toplumsal düzeninin şekillendirilmesine uygun bir araca (kısmen) dönüştürülmüş ya da dönüştürülmek istenmiştir. Kitapta bu süreç; belgeler yasal boyutlar toplum üzerindeki etkileriyle ve ayrıca o medya dönemi çalışanlarının değerlendirmeleriyle okurun önüne serilmektedir.