Çok zengin bir figürlü bezeme repertuvarına sahip olan Türk sanatında fantastik yaratıklar diğer figürlü bezemeler arasında özel bir grubu oluşturmaktadır. Bu fantastik yaratıklardan birisi de farklı dönemlerde ve farklı zaman dilimleri içerisinde Umay Ana Siren Simurg Anka Zümrüd ü Anka gibi çeşitli adlarla karşımıza çıkan ve hibrit bir yapıya sahip olan genellikle kadın başlı kuş gövdeli Harpi figürüdür.
Harpi figürü Türk sanatı bezeme programında diğer figürlere göre kullanımı yoğun olmamakla birlikte taş alçı çini maden kâğıt gibi hemen hemen her malzeme ile yapılmış sanat eserleri üzerinde görülmektedir. VI-VII. yy.'lardan itibaren Türk sanatının yayıldığı geniş coğrafyalarda farklı zaman dilimlerinde karşımıza çıkan bu fantastik figürün diğer figürlü bezemeler ile birlikte XIV. yy. boyunca giderek azalıp yerini yavaş yavaş geometrik formlarla bitkisel motiflere bıraktığı görülmektedir.
Harpi figürünün ikonografik anlamları şekil-form özellikleri ve kaynaklarına inildiğinde bir taraftan Orta Asya step kültürü ve Şamanizm inancının yansımaları görülürken diğer taraftan Türk sanatının yayıldığı coğrafyalarda daha önceki dönemlerde yaşamış uygarlıkların izlerine rastlamak mümkündür. Üzerinde yer aldıkları sanat eserlerine estetik açıdan bir zenginlik kazandırmanın yanı sıra taşıdığı koruyucu ve destekleyici anlamları ile ön plana çıkan Harpi figürü Türk bezeme sanatı repertuvarında ender görülen fantastik yaratıklardandır.
2015 yılında yayınladığımız Türk Sanatında Tavus Kuşu İkonografisi adlı kitabın çalışmaları sırasında Harpi figürü dikkatimizi çekmiş konu ile ilgili yaptığımız ön incelemede Türk sanatında Harpi figürü ikonografisini doğrudan ele alan bir araştırmanın yapılmadığı anlaşılmıştı. Bu alandaki boşluğu doldurmak amacıyla konunun araştırılmasına karar verilmiş ve uzun soluklu bir literatür taraması yapılarak konu ile ilgili yerli ve yabancı kaynaklar derlenmiştir. Daha sonra dünyanın çeşitli müzelerinde koleksiyonlarda ve mimari eserler üzerinde yer alan Harpi figürleri ile ilgili görseller toplanarak tasnifleri yapılmıştır. Bu toplanan veriler ışığında Türk sanatında Harpi figürünün zengin ikonografik anlamları Türk bezeme sanatındaki yeri ve önemi tespit edilen örneklerden yola çıkılarak ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Bu araştırmalar sırasında Türk sanatında Harpi figürünün kullanımının diğer figürlü bezemelere göre daha az olduğu ancak çok daha zengin ikonografik anlamlar içerdiği anlaşılmıştır. Özellikle dünyanın çeşitli müze ve koleksiyonlarına dağılan Büyük Selçuklu dönemine ait çeşitli tekniklerle yapılmış seramiklerin üzerinde yer alan figürlü bezemelerde Harpi figürünün çok kullanıldığı görülmüştür. Selçuklu figür dünyasının zenginliği bu alanda da kendini göstermiş Harpi figürünün ikonografik çözümlemeleri yapılırken en çok yararlanılan malzeme bu seramikler olmuştur.
Elbette bu çalışma konu ile ilgili son söz olmayacaktır. Çünkü alan ile ilgili çalışan sanat tarihçi arkeolog filolog ve antropologlar her geçen gün yeni verilerle karşımıza çıkmaktadırlar. Bu çalışmanın Türk sanatı ikonografisi ve sembolizmi ile ilgili ileride yapılacak başka çalışmalara kaynaklık etmesi en büyük sevincimiz olacaktır.