Kimi zaman anlam bir bireyin doğumu kimi zaman da bir bireyin anlam dışı ölümüdür. Birisi mutluluk diğeri matem getirir sevenlere bir de aşıksanız öyle zordur ki geriden gelen yıkım gelecek için... İnsanlar yıkılacakları günü bilselerdi o yıkım anının önüne kaç metre yükseklikte duvar örerlerdi acaba ya da yıkımdan önce kaç yürek duygu seline kapılıp çağlayan olup akardı başka yüreklere? İnsanlar bu yıkım anlarını bilselerdi bir adım gelene beş adım değil sonsuzlukta gül döker bütün güllerin dikenlerini kendilerine batırırlar da en yakınlarının yokluğunun olacağı o günün gelmemesi için nergis olurlardı ve bir kovanda arı ile bal tavuğun altındaki yumurtadan çıkacak civciv armut ağacında dal bir çocuğun dudaklarında kiraz kadar al olurlardı ve anların anlamsızlığı gelmesin diye dik dururlardı yaşama karşı. Hayat işte. İnsan kalabalığının arasında dahi bir hüzün gizlidir. Ve onu o bilirken yiyeceği meyveyi bazen seçme hakkı olamaz kim yediye gider.
İşte öyle anlar vardır ki barış istesen de bazen "Ölüm sen beni es geçme" diyenlerin dünyasında o güzel meyvelerden birisi sizin hayatınızı alır siz de geride bıraktıklarınıza o hayatı alan meyveyi hatırlatmak için orada olursunuz.