İnsanların içinde başkalarına göstermek istedikleri sıkıca kilitlenmiş korunaklı bir yer vardır. Orada kendine sakladığı acılarını öteki insanların sakındığı korkularını hatırlatılmasını istemediği düş kırıklıklarını kaygılarını aşklarını zayıflıklarını ve zalimliklerini saklar. Belki de insanın asıl yüzü o karanlık yerdeki mahremiyetinde gizdiri. Kimsenin o yere ayna tutmasını istemez...
O sığınaklara girmek için zeki bir iz sürücünün dolambaçları karmaşık bir labirentte muhatabını yorması gerekir. İnsanın hedefiymiş gibi görünen sorulardan öylesine ortaya atılmış sözcüklerden bir yol açıp sıkıca kilitlenmiş kapıyı aralaması sanıldığı kadar kolay değildir.