Yirminci yüzyılın ilk yılları... Dünyada havacılığın doludizgin gittiği her gün yeni model bir uçağın imal edildiği güçlü motorların üretildiği günler. Avrupa'da baş döndürücü bir hızla ilerleyen havacılığın gerisinde kalmak istemeyen Osmanlılar birkaç senelik gecikme ile bu yarışa girerler. İtalyanların Libya'da birliklerimizin üzerine uçakla saldırıları ve yaklaşan Balkan Savaşı'nın ayak sesleri Osmanlıları tedbir almaya iter ve ilk pilot adayları Avrupa'nın yolunu tutar. Fransa'ya pilot olarak gönderilen genç subaylar eğitimlerini tamamlayıp geri döndüklerinde Osmanlı Tayyare Bölüklerinin temeli atılır. Pilot Yüzbaşı Fethi'nin de içinde bulunduğu İngiltere'ye gönderilen subaylar ise daha eğitimlerini bitirmeden kendilerini Balkan Savaşı'nın içinde bulurlar. Yokluklar ve zorluklar içinde görev yaparlar tayyarelerini düşman hatları üzerinde uçururlar. Gösterdikleri üstün başarı ile ordunun havacılığa güveni artar yeni tayyareler alınır yeni pilotlar yetiştirilir. Balkan Savaşı sonrasında Avrupa'dan İstanbul'a oradan Mısır'a uçan Fransız pilotlardan ilham alan Enver Paşa tayyarecilerimizin böyle bir uçuşu başaracağına inanır. Türk havacılık tarihinin en önemli olayı olan İstanbul-Mısır uçuşu böylece başlar.
Bu kitap yetersiz tecrübesine rağmen meydan okurcasına seyrüsefere başlayan ve talihsiz bir kaza ile şehit olan Fethi'nin hayat hikâyesi o dönemin şartlarına göre olağanüstü sayılan uçuşun ise günlüğüdür.