Sanat tarihinin tüm dönemlerinde sanatçıların içeriklerini en etkili şekilde nasıl aktaracaklarını araştırdıkları denemeler ve bu denemeler sonrasında ortaya çıkarılan ve çoğu zaman kalıplaşan çeşitli biçem anlayışları söz konusudur. Bununla beraber kalıplaşan biçem anlayışlarının dışına çıkarak farklı biçem arayışları ortaya koyan pek çok sanatçıdan da söz edebiliriz. Sanat yaratıcı bir eylem olarak asla biçemle ilgili kalıplara sığmamakta ve kurallara boyun eğmemektedir. Yaşamın sürekli devinim içinde olması gibi biçem de değişir ve değişmelidir. Biçemin sabit kalması sanatın durması anlamına gelecektir. Bu noktada sanat var olduğu sürece karşılaşılacak bir gerilimden söz edebiliriz. Bahsedilen gerilim toplumsal değişim varolan kalıpların aşılması yeni ifade unsurlarının geliştirilmesi; yani biçemdeki değişimle ilgilidir.
Elinizdeki bu kaynak Yeni Türk Sineması'nın ifade unsurları ve biçemle ilgili uğraş ve çabalarını ortaya koyarken bir yandan da mevcut biçemleri aşabilmek için yönetmenlerinin yaşadıkları gerilime ışık tutmaktadır. Değişen dünya ve Türkiye'de karşılaşılan yeni toplumsal koşullar anlatılacak yeni konulara olanak tanımış ve bu yeni konuları eski biçemle ifade etmek zorlaşmıştır. Yönetmenlerin yaşadıkları gerilimde bu durum başlıca etkendir. Ayrıca biçemin toplumsal alanda özneleri etkileyen pek çok değişken ile ilişkisi de bu doğrultuda çalışmada sizlere sunulmaktadır. Bu bağlamda sinema sanatının ruhunun anlaşılması karşılaşılan eserlerin yorumlanması ve yeni eserler için yeni konumlanma noktaları yaratmak adına önemli bir kaynakolacağını düşündüğüm " Yeni Türk Sinemasında Biçem" akıcı dili ve farklı bakış açısıyla sinemaya sizlerin de başka bir pencereden bakmasını sağlayacaktır.
Selçuk ULUTAŞ