Eğer homofobik biriyseniz şu anda elinizde tuttuğunuz kitabı lütfen aldığınız yere yavaşça geri bırakın veya bunun yerine tüm olumsuz düşüncelerinizi bir kenara bırakıp önyargılarınızdan arınarak okumayı deneyin ha gayret yapabilirsiniz. Empati ve hoşgörünün sizi olduğunuzdan daha iyi hissettireceğini fark edeceksiniz. Çünkü önyargı yanlışlıkla ateşlenen ve kendiniz dâhil kaza kurşununa kurban ettiren yanlışlarla dolu bir silahtır. Oysaki sayfaları çevirip okuyacağınız içine gireceğiniz bu kitapta var olan evren ve evrenlerdeki cinsiyetçilikten uzak kuir ve yumuşacık yürekli bir halkın yaşadığı Netta ülkesinde silahlara savaşlara ve insanların yaşadığı aşkları yargılayanlara yer yoktur. Çünkü bu roman sizi şu an yaşadığımız evrenden çok daha farklı fantastik ütopya evrenlerinin tam içine aşkın kutsal sayıldığı aşkın cinsel kimliklerinin olmadığı verimli topraklara ve orada geçen bir aşk hikâyesine doğru yolculuğa çıkaracaktır. Çünkü şehir ve kasabalarının her tarafını asırlık ağaçların rengârenk çiçeklerin el değmemiş ormanların mavi göllerin coşkun nehirlerin berrak denizlerin sardığı barışçıl ve huzurun temsili fütüristik atmosferdeki Netta ülkesindeyiz. Orada bilgin mutlu hayvanlar vefalı dostluklar saf aşklar bitmeyen tutkular acı kaybedişler heyecanlı arayışlar birkaç saatlik uykuda görülen rüyalara yılların sığabileceği sonsuz anılar âşıkların başına gelebilecek en büyük mutluluklar yıkımlar umutlar ikinci şanslar mucizeler küllerinden doğanlar ve daha ötesi var. Her insanın yaşadığı gibi bize insan olduğumuzu hatırlatan tüm duygular gibi... Birbirlerini bir evrende kaybedip diğer bir evrende arayan ve kavuşmaya çalışan doğa ananın kolladığı iki kadının aşk hikâyesi hemen elinizdeki romandadır lütfen korkmadan bu kapıdan içeri girin.