Belki en fazla sevgi üzerine yazar konuşur ve sevgi üzerine yazılanları okuruz. En çok sevdiğimiz sözcüktür sevgi. Oysa çok da yaşadığımız bir duygu değildir aynı zamanda. İnsanlar kendinde olmayanı ister uzakta olanı özler güçlü ve erişilmez olana hayran olur. Ondan mıdır acaba sevgi sözcüğü ile bunca haşır neşir olmamız? İnsanlarımız sevgisiz büyümüştür hep. Sevmeye bazen utanmışlardır bazen zaman bulamamışlardır çok zamanda erkekler "erkekliğin raconuna" sığdıramamışlardır sevgisini dile getirmeyi kızlar/kadınlar ise mahalle baskısına yenilmişlerdir.
O yüzden beceremiyoruz bir türlü insanca sevmeyi ve sevgimizi yüksek sesle haykırarak yaşamayı. Önceliklerimiz başka olmuştur hep ve ertelemişizdir yüreğimizi doldurarak sevmeyi.
Şiir belki de bu sevgisiz hayata bir sesleniştir bir serzeniştir. Bazen öfke bazen özlem ve bazen de sevinçle haykırmaktır sözcüklerin sihirli gücüyle.İnsan şiir sevmeli mesela bir şiiri ezbere okuyabilmeli. Aşk olabilmeli sevda nedir bilmeli sevdaya tutulabilmeli en sevdiği insana.Ve insan; Nazım gibi evrensel Neyzen gibi küfürbaz Can Yücel kadar korkusuz Cemal Süreya kadar duygusal Özdemir Asaf gibi beklentisiz olabilmeli aşkta ve yaşamda. Ve Ahmet Arif gibi 'Anadolu olabilmeli' kavganın orta yerinde.