Akşam yemeğinden sonra Broadway'de piyasa yaptığınızı düşünün. Puronuzun bitmesine daha on dakika var ve siz bu sürede eğlenceli bir trajedi ile ciddi bir vodvile gitmek arasında bir seçim yapmak durumundasınız. Birden kolunuza bir el dokunuyor. Başınızı çevirdiğinizde pırlantalar ve samur kürkler içindeki güzel bir kadının heyecan verici gözleriyle karşılaşıyorsunuz. Kadın aceleci bir tavırla elinize sıcak bir poğaça sıkıştırıyor diğer elinde beliren küçük bir makasla paltonuzun ikinci düğmesini kesip alıveriyor birdenbire ve belirli bir anlama geliyormuş gibi söylediği tek bir sözcük çıkıyor ağzından "paralelkenar!" ve sonra korku dolu gözlerle arkasına bakarak hızla yan sokaklardan birine dalıyor...
O. Henry'nin öyküleri kırsal kesim ve kent yaşamlarından alınan insan tiplemeleriyle bunların ilişkilerini gerçekçi yer yer yarı gerçekçi bir biçemle ve sevecenlikle mizahı sözcük zenginliğiyle hoş bir biçimde harmanlayarak veren yazgının bir araya getirdiği insanların ilginç karşılaşmalarını beklenmedik sonuçlara bağlayan kurgularıyla okura hoş bir okuma keyfi ve yaşam sevgisi aşılayarak okuma tutkusunu serüvene dönüştüren öykülerdir...