Önce doğru bilgi öğrenilmelidir; doğru bilgiyi öğrenen yanlışların farkına varır. Doğru bilgi sahibi
olan fikir sahibi de olur. Bu çalışma bir kamuoyu oluşturma veya kamuoyunu bir "taraf" lehine
kazandırma amacında değildir; gerçekte ne oldu? Olayları bütün yönleriyle öğrenme ve evvelâ
doğru bilgiye ulaşma gayretidir.
XIX. yüzyılın sonları ve XX. yüzyılın başları gibi XX. yüzyılın sonları ve XXI. yüzyılın başları da
tarihin bir dönüm noktasına işaret etmektedir; siyasî sosyal ekonomik ve malî bakımdan yeni bir
yapılanma görülmektedir ve bu değişim tanzim gücüne sahip devletler tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bu düşünce ile bu araştırmada yeni bir dünya düzeni tasavvurunda olan
büyük politikalar dikkate alınmış Avrupa'nın ve Ortadoğu'nun yeniden yapılandırılması dikkatle
takip edilmiştir. Günümüzdeki küreselleşme politikaları ve tek kutuplu dünyayı hazırlayan
gelişmeler zaman zaman konu edilmekle beraber dikkatimiz Türkiye üzerinde odaklanmıştır.
Bu büyük politik değişimin Türkiye'ye yansıması ve bu yansımanın yarattığı sorunlar da bu
perspektiften incelenmiştir; yeni dünya düzeninin yarattığı yeni "düşman" yeni "dost" yeni
"müttefik" kavramları arasında Türkiye değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu süreçte Türk
kamuoyunda ortaya çıkan tartışmalar tespit edilmiş ve bu tartışmaların çağdaş güçlü bir
Türkiye'nin doğuşuna katkısı mı olacağı yoksa onu yeni sorunlarla mı karşı karşıya bırakacağı
tartışılmıştır. Görülen o ki Türkiye'nin henüz bu oluşumdaki yeri ve konumu belirsizliğini
korumaktadır.