Benim de bir karım vardı. Bir Macar kızıydı. Onun üzerine hiç evlenmedim. Öldü ama geride
küçük bir kızım kaldı..." Kapalı kirpiklerinin arasından gözyaşı parıldıyor gibiydi. "Onu evine
götür László Babocsai annenin yanına götür. Bu serhatlarda kalıp ömrü heder olmasın...
Eve götür onu yetiştirin..."
Beş Türk yiğidi Macar grubunun önünde durdu... Macarlar külahlarını sallayarak Türklere yer açıyor onlarsa Macar yiğitlerin huzursuz atlarını hayranlıkla izliyorlardı... Şimdi düşman değil sadece rakiptiler yiğittiler serhat yaşamının güzellikleri ve haşin şartları içinde âdeta arkadaş idiler..."
Tarihi hikâye bir düello ile başlar: Babocsai László ölen babasının öcünü almak için Kopan Kalesi'nin efendisi Oglu'yu öldürür. Türk zabit Oglu yaşamının son dakikalarında rakibine barış elini uzatır ve ondan Macar anneden doğma kızı Zsuzsa'nın sorumluluğunu üstlenmesini ister. István Fekete 1586'da Macaristan'da geçen bu romantik ve maceralı hikâyesinde Türk fetih dönemini serhat çarpışmalarının tehlikelerle dolu ve heyecanlı günlerini gözlerimizin önüne seriyor.
Yazarın ilk roman denemesi olan 1937 tarihli Kopan Ağası'nın Vasiyeti'nden sinemaya uyarlanan film aynı zamanda ilk renkli Macar filmi olma özelliğini de taşıyor.