"Bir yüzün gülmek için yaratılmış şekli" demiştim.
Bir piyano ve bir papatya.
Oysaki
Bir piyano ve bir papatya açabilirdi aynı toprakta.
Nicedir mavisi yamalı bir gökyüzünü örtünüyor çünkü hayat.
Sürekli tekrarlayan bir melodinin dramı çalınıyor avluda.
Yüzüne kim çizdi bu gülüşü bilmiyorum.
Sen gülünce açan papatyalar yeşeriyor bu dünyada.
Sonra
"Gülmek için yaratılmış bir yüzün serüveni" demiştim.
Bu piyano ve bu papatya.
Dünden kalma bir belirsizliğin en yoğun hali.
Ve ben her ne dediysem içimden demiştim.
Bin adet yüz içinden bir adet yüzün seçildiği bu dünyada
Seçilince de gülen bir yüz dilemiştim.
Yüzüne kim çizdi bu düşü bilmiyorum.
Artık uzaklardan doğuyor içim.
Ve nefesi tükenmiş bir evrenin
Yalnızca doğusunda atıyor kalbim.
Çünkü
Ben her ne sevdiysem yüzünden doğdu demiştim.
Ve simsiyah güllerin açtığı bir dünyada
Yüzünden doğmuş bir papatya dilemiştim.