Jack London'ın romanları ve inişli çıkışlı özel yaşamı büyük teknolojik ve tarihi değişimlerin heyecanıyla dolup taşan yirminci yüzyılın zorlu ilk yıllarında Amerika'nın umutlarını hayal kırıklıklarını ve ideallerini ayna gibi yansıtır. Yazarın maceraperest ruhu yaşama ve coşkuya duyduğu tutku ve araştırmacı zihni onu Klondike'tan Güney Denizlerine kadar uzanan zorlu bir yolculuğa çıkmaya sevk etmiştir. Bu yolculuklarda edindiği deneyimler ve Darwin Spencer Marx gibi düşünürlerin teorilerine duyduğu hayranlıktan aldığı ilhamla yazdığı romanlar sayesinde Amerika'nın en popüler yazarlarından biri haline gelmiştir.
İlk kez 1903 yılında yayımlanan ve London'ın en büyük eseri olarak değerlendirilen Vahşetin Çağrısı Klondike Altına Hücum sırasında kendini Kanada'nın bakir doğasında bulan cesur bir köpeği ve insanların dünyasında kalmak ile doğaya dönmek arasında yapmak zorunda kaldığı seçimi anlatır.