platonik sağdıçlar
yağmur pencereye vururken
camdaki damlaların süzülüşünü
odamın kapısına yansıyan
sokak lambasının ışığından izliyorum
havuzun dalgalarının tavana yansımasını
şöminenin ateşinin zemine yansımasını
Ayın denize yansımasını da
böyle izlerdim bir zamanlar
öyle zamanlar ki
elleri bağlı bir üst insan gibi
gölgeleri sayardım bir bir
inleye inleye kendi inimde
tutsaklığıma son verince
esaretin sessizliği
anladım ki
varlık dediğim suretmiş
ışık dediğim bir yansıma
günü ardıma aldığımda
karşıma simalar yansıyor
güne doğru yürürken
karşımdaki gölgeler uzuyor
söylesene
şafak ile gurup vaktini
hiç izlememiş olsaydım söz namına ne derdim?