M.Ö. 612... Mezopotamya yanıyor!
Bir tarafta Medler Persler Babilliler ve İskitler; diğer tarafta Asurlular ve Mısırlılar. Büyük Savaş kaçınılmaz!
General Tirigan... Med İmparatorluğu'nun en elit birliği olan Güneş Muhafızları'nın ünlü komutanı. Kimine göre kahraman bir asker kimine göre ise acımasız bir katil. Mezopotamya'nın kaderi onun kanlı ellerinde!
Prenses İnanna... Ait olmadığı bir hayatı yaşayan kendi ruhunun labirentlerinde kaybolmuş bir kadın. Hem kendisi hem de ülkesi için amansız bir mücadele vermek zorunda.
"Etrafta herşeyden habersiz oyun oynayan çocuklar vardı.
Bütün çocuklar masumdur.
Masumiyetlerinden utandım.
Belki onlardan birisinin babasını öldürmüştüm...
Ya da öldürecektim...
İşin kötüsü bunu yaparken gözümü bile kırpmayacaktım.
İnsan öldürmek yemek yemek gibi uyumak gibi sıradan bir işti benim için.
Boğazıma kadar pisliğe batmıştım.
Ve yeryüzünde bu pisliği temizleyecek hiçbir din adamı hiç bir filozof hiçbir bilge yoktu...
Geberene kadar gebertecektim.
-General Tirigan
Belki de haklıydı. Merhamet bizi zayıflatıyordu. Ama eğer merhamet ve adalet duygumuz olmasaydı bizi canilerden ayıran ne kalırdı geriye?
-Prenses İnanna"
Mezopotamya'nın tarihsel geçmişini anlatan "Güneş Muhafızı" özgün kurgusu ve yalın anlatımıyla tarihi roman severlerin ilgisine aday bir yapıt. Yazar bu ilk kitabının arkasını getirecek donanım ve isteğe sahip ... "Güneş Muhafızı" uzun soluklu serüveninin ilk adımı.. Mücadeleyle dolu bir tarihsel yolda kendine katılacak okurları bekliyor...